Ergün UCATÜRK
Giriş
20. Yüzyıldan itibaren Türk-Ermeni ilişkilerinde yükselen bir ihtilaf söz konusu olmuştur. Bu durumlarda Ermeni milletinin, Osmanlı Devleti tebaasında yer alırken gerçek dışı ütopik hayaller neticesinde Batı ve Rus yanlısı politikalarıyla ihanetçi tutumları ve Türk düşmanlığı yakınlaşmasıyla genel durumu, Türklük-Ermenilik konusuna kadar getirmiştir. Bu süreçte genel olarak Güney Kafkasya’daki Ermenistan Cumhuriyeti’nin kontrolü Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batı Avrupa’da ciddi derecede teşkilatlanan Ermeni diasporasıyla olmuştur.
Ermenilerin, Türk karşıtı olmaları ve insanlık dışı tutumları, 1920’li yıllardan 1980’lere kadarki süreçte birçok önemli Türk diplomatlarıyla, kalpleri Türklük mefkûresiyle dolu Cemal ve Talat Paşalarımızın şehit edilişleriyle sonuçlanmıştır. Bu katil Ermeni terörü, hem Ermenistan Cumhuriyeti hem de Ermeni diasporası tarafından kahraman olarak addedilmiş, hatta Türk karşıtı terörlere teşvik edercesine yüceltilmiştir.
Çalışmada güncele doğru gelindiği zaman 2020’li yıllarda İkinci Karabağ Savaşı ile Azerbaycan-Ermenistan ihtilafının derinleştirilmesinde ve 2023 yılındaki Disney Plus adlı medya şirketinin yayınlamak üzere hazırladığı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk temalı filmin yayınlanmasına az kala, baskıları neticesinde iptalinde Ermeni diasporasının etkisinin incelenmiştir. Aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) nın birlik ve beraberlik içerisinde Ermeni diasporasına karşı ABD ve Avrupa’daki Türk diasporalarının ortak bir çatı altında toplanması gerektiğine vurgu yapılarak bu hususta belirli çerçeveler çizilmiş, önerilerde bulunulmuştur.
Ermeni Diasporasının Türk Düşmanlığının Kökenleri ve Ermeni Terörü
Ermeni milleti üzerinde oluşturulmuş Türk düşmanlığı, sözde ve sahte iddialarla olunan soykırım iddiaları gibi yine bozuk temelleri üzerine kurulmuş bir durumdur. Esasen de Osmanlı Devleti’nin son süreçlerinde bölgede gerçekleştirilen durumun “zorunlu göç” ifadesinin aksine uluslararası kamuoyuna sözde “soykırım” olarak geçirilmesinden başlanmaktadır.[1]
Ermeni diasporası etkili olmak ve mevcut durumunu devam ettirebilmek adına araç olarak istifade ettiği birçok şehir efsanesi, kurgudan ibaret olan millî hadiseler ile isimler kullanmaktadır. Örneğin 1910-20’li yıllarda Güney Kafkasya’da birçok Azerbaycan Türk’ünü katletmesiyle bilinen Ermeni General Antranik Ozanyan başta olmak üzere Avedis Nazarbekyan gibi isimleri adına anma törenleri gerçekleştirilmektedir. İlk girişimleri ise 20 Mayıs 1920 tarihinde Brezilya’daki Ermeniler tarafından olmuştur. Bu tarihte bahsi geçen Türk düşmanlığıyla körüklenmiş, askerî kökenli cani bireylerin anmaları, “Armenia Independente” (Bağımsız Ermenistan) adlı düzenledikleri yayın ile gerçekleştirmiştirler.
Ermenilerin Türk düşmanlığının siyasi cinayetlerle başlama süreci, 1921 ve 1922 yılında Osmanlı Devleti’nin İttihat ve Terakki hükûmetinde önemli konumlarda yer alan güzide paşalarından ikisi; Talat Paşa ile Cemal Paşa’nın katledilmeye başlandığı belirtilebilir. Talat Paşa’yı katleden katil Ermeni ogomon Telliyran ile Ermeni terör örgütü olan “Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia” (Türkiye Türkçesi; Ermenistan’ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu) ASALA’nın liderlerinden Monte Melkonian’ın Ermenistan’ın başkenti Erivan’da anıtının olması, cinayetkârların Ermeni hükûmetince desteklendiği hususunun apaçık ortada olduğunu göstermektedir.[2]
Ermeni terör örgütlerinden olan ASALA ve Justice Commandos of the Armenian Genocide (JCAG – Ermeni Soykırımı için Adalet Komandoları) ajanlarının Nemesis operasyonu olarak ele aldıkları Türk diplomatlarının katledilişine kadar giden süreç Türk tarihinin hazin bir sayfasıdır. Belirtilmesi gerekir ki Nemesis, Antik Yunan mitolojisinde “adalet ve intikam tanrısı” olarak belirtilmektedir. Nitekim bu terör faaliyetlerinin Batı Avrupa’da yoğun bir şekilde gerçekleştiği ve Batılı devletlerce hiç müdahale edilmediği yılların Türkiye ve Osmanlı Devleti’ne karşı saygısızca tutumların sürdüğü dönem olarak görülmektedir.[3]
Daha önce de bahsi edildiği üzere, başta Ermeni diasporası tarafından tarafından kahramanca anılan Ermeni terör örgütleri, Türk düşmanlığını ileri dereceye kadar getirilmiş, 1970’li yıllardan itibaren Dışişleri Bakanlığına bağlı diplomat ve aile bireylerine suikastler düzenleyerek canicesine şiddetlenmiştir. Örnek olarak 24 Ekim 1975 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçisi İsmail Erez ile makam şoförü Talip Yener’in, 16 Şubat 1976 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği Başkâtibi Oktar Cirit’in, Türkiye Cumhuriyeti Avusturalya Büyükelçisi Şarık Arıyak ve Güvenlik Ateşesi Engin Sever’in, 14 Temmuz 1983 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçiliği’nde görevli İdari Ateşe, Dursun Aksoy’un katledilmiş olması en keskin örnekler arasında yer almıştır. Bu durum ise ASALA ve JCAG gibi Ermeni terör örgütleri tarafından üstlenilmiştir.[4] Bu duruma örnek olarak verilebilecek ve sonucu diplomat şehitlerimize kadar ulaşan maalesef ki pek acı hatıralar mevcuttur. Tüm bunların bağlantısı ise Ermeni diasporasının beslediği bahsi geçen terör örgütleri ile belirtilmektedir.
Ermeni Lobisinin Mustafa Kemal Atatürk Filmine Haksız Saldırganlığı
Ermeni diasporasının en son olarak hedefi ise Disney adlı büyük medya şirketinin 2022 yılında duyurduğu Mustafa Kemal Atatürk konulu dizinin iptali için baskıyla gündem olmuştur. ABD’deki Ermeni diasporasının lobisi sosyal medya hesapları üzerinden Disney’in Mustafa Kemal Atatürk’ün konu olduğu diziyi iptal ettiğinin üzerine yine paylaşımlarda bulunmuştur. Bu paylaşımlarda Atatürk’e ithafen haysiyetsizce; “Soykırımcı Türk diktatör Mustafa Kemal Atatürk”[5] ifadesinde bulunulmuştur.
Ermeni diasporasının aynı zamanda güncel olarak baskı oluşturmaya çalıştığı konu, Güney Kafkasya’daki hâlihazırdaki mevcut; Azerbaycan-Ermenistan ihtilafıdır. Yine ABD’de bulunan The Armenian National Committee of America (ANCA – Amerika Ermeni Ulusal Komitesi), 2 Ağustos 2023 tarihli resmî sosyal medyasından paylaştığı gönderide ABD Başkanı Joe Biden ile Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı etiketleyerek Azerbaycan’ı hedef hâline getirmiştir. Metinde dikkat çeken nokta: “Bu yozlaşmış, soykırımcı Azerbaycan”[6] ifadesi olmuştur.
Dünyanın birçok ülkesinde aktif bir şekilde kullanılmaya devam eden Disney Plus’ta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün konu edildiği filmin yayımlanması Türk tarihini dünyaya tanıtma adına önemli potansiyel sahibi bir çalışma olduğu düşünülürken Ermeni lobisinin, bu girişimleri neticesinde filmin sadece Türk televizyonlarında ve sinemalarında yayımlanacağı açıklaması medya kuruluşu tarafından belirtilmiştir.[7] Açık bir şekilde görülmektedir ki Türk diaspora etkisi ABD üzerinde etkisiz kalmış, medya şirketi seçimine Ermeni lobisi baskıları doğrultusunda karar vermiştir. Nedeni ise Batı’daki Ermeni diasporasının varlığını sürdürmesinin en temel odak noktası, 1915 yılındaki Doğu Anadolu’daki yarattıkları huzursuzluk sonucunda “zorunlu göçü”, sözde “soykırım” ile uluslararası kamuoyuna dayatarak Türk devletini Ermeni milletinden özür diletmek ve toprak talebinde bulunmaktır.
Bu durum üzerine sosyal mecralar başta olmak üzere birçok siyasal ve sivil toplum kuruluşlarından tepkiler artarken Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin’in açıklamalarıyla Disney+ platformunun bu girişimleri hakkında soruşturmanın başlatıldığını ve Ermeni lobisinin etkisinin olup olmadığıyla olası müdahale durumunun araştırıldığını belirtmiştir.[8]
Türk tarihinde en küçük bir Türk beyliğinin bile sözde soykırım iddialarıyla geçimini sağlayan Ermeni diasporasının, mensup olduğu milletin tarihinden daha yüce ve kutsal olduğu ortadadır. Yüce milletimizin 20. yüzyıldaki büyük isimlerinden Mustafa Kemal Atatürk’ün Türklük mücadelesi, Türk düşmanlarının zihinlerine şiddetli bir darbe indirdiği aşikârdır. Zira bilinmesi gerekir ki filmin iptali için bahane edilen ve bahsi geçen 1915 tarihli sözde soykırım fakat özde “zorunlu göç” olan olayların gerçekleştiği dönemdeki yönetimde, Mustafa Kemal Atatürk’ün olmadığı aksine Türklüğün bir diğer savunucusu, İttihat ve Terakki hükûmetinin olduğunu belirtmek gerekir.
Azerbaycan-Ermenistan İhtilafında Ermeni Diasporası İzi
2020 yılının Eylül ayında başlayıp 44 günlük “Vatan Muharebesi” yahut “II. Karabağ Savaşı” olarak literatüre geçen Azerbaycan’ın haklı davasının sonucunda Ermenistan’ın bölgedeki birçok Türk toprağından geri çekilmesi, Ermeni diasporası tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Hatta Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın bu tutumu Ermeni diasporası tarafından “vatan hainliği” ile vurgulanacak kadar konumuna kadar ileri götürülmüştür.
Belirtmek gerekir ki Ermenistan bölgede dört komşusundan sadece ikisi (Gürcistan ve İran) sorunsuz ikili ilişkilerde olduğu görülmektedir. Türkiye ve Azerbaycan Türk cumhuriyetleriyle aralarındaki sorunların oluşmasının temel noktası Ermeni ütopik hayallerinin en büyüğü; sözde büyük Ermenistan ile “batı Ermenistan” olarak kastettikleri, Doğu Anadolu bölgesi olan kadim Türk toprakları üzerinde hak iddia edilmesidir.[9] Hatta Ermenistan Anayasası’na bakıldığı zaman Madde 13’te, Ermenistan Cumhuriyeti’nin arması, “Ağrı Dağı” olarak belirtilerek; “Tarihi Ermenistan’ın dört krallığının arması tasvir edilmiştir” ifadesi, Türk topraklarını göstererek alenen işaret edilmiştir.[10]
Günümüzde 2020 yılındaki 2. Karabağ Savaşı’nın ardından Ermenistan-Azerbaycan arasındaki ihtilafın sonlandırılması adına 9 Kasım 2020 tarihli imzalanan beyannamenin ardından dönemin Ermenistan Dışişleri Bakanı Ara Ayvazyan, 10 Şubat 2021 tarihinde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 1993 yılından itibaren kapattığı sınırları açmaması için başka bir nedenin olmadığını belirterek normalleşme sürecine işaret etmiştir.[11]
Dışişleri Bakanı Avazyan ve Başbakan Paşinyan’ın açıklamaları, Ermeni diasporası tarafından yapılan açıklamada, sınır kapılarının açılması yönünde tek adımın Türkiye tarafından gelmesi gerektiği ve buna karşılık olarak Ermenistan hükûmetinin hiçbir sorumluluğunun ve suçunun olmadığı belirtilmiştir. Bu duruma ek olarak Ermenistan Dışişleri Bakanı ile Başbakanı, bu tepkilerle birlikte Amerika’daki Ermeni diasporası olarak bilinen ANCA tarafından tepkiler almıştır. Devamında duruma ithafen 29 Mart 2021 tarihinde bildiri yayımlanarak Ermeni diasporası, Ermenistan hükûmetinin Ermeni milletinin tarihindeki sözde acı olayları görmezden gelerek diplomatik hatalar yaptığı ifade edilerek bu tutumdan derhal vazgeçilmesi gerektiği vurgusu yapılmıştır. [12] Böylelikle Ermeni diasporasının ağır tepkileri ve hükûmetin istifası talepleri yüzünden geri adım atılmış ve 30 Mart 2021 tarihinde Ermeni Dışişleri Bakanı Ayvazyan, 10 Şubat’taki açıklamasının tam aksi açıklamasıyla: “Türkiye’nin düşmanca tavrı değişmeden bölgesel barışın sağlanamayacaktır” ifade etmiştir.[13] Böylelikle Doğu Avrupa’daki ve hatta okyanus ötesindeki Ermeni lobisi, Güney Kafkasya’daki barış ortamına bir darbe yine indirmiştir.
Ermeni diasporası, -deyim yerindeyse- Taşnaksütyun Partisi’nin devamı gibi 20. yüzyılda Osmanlı Devleti’ne karşı muhalif tutum sergiledikleri gibi 21. yüzyılda da Türkiye Cumhuriyeti’ne aynı tutumu sergileyerek Ermenistan Cumhuriyeti’nin bölgede gerçekçi bir politikayla, “Komşularla Sıfır Sorun” politikasına izin vermemektedir. ABD ve Batı Avrupa’da etkili olan Ermeni diasporası, varlığını ve devamlılığını sürdürmek adına tek bir odak merkezinde toplamıştır. Bahsi geçen kaynak ve temel odak noktası Türk muhalifliğidir.
Türk Diasporaları Arasında Birlik:
“Türk Dünyası Diasporası” Yahut “Turan Diasporası” Projesi
Batı’da -bir diğer ifadeyle- Avrupa’daki Türk diasporasının oluşum süreci 1950’li yılları ve sonrasına tekabül etmektedir. Temel olarak İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’nın savaştan harap bir şekilde çıkması ve bölgedeki ülkelere işgücünün sağlanmasıyla başlamıştır. Hükûmetler arasında gerçekleştirilen antlaşmalarla Batı’ya yaklaşık 5 milyon emek göçü nüfusuna ulaşmıştır.[14] Batıda emek göçüyle giden Türk göçmen işçiler, temelinde yurt dışında sağlanan daimi istihdam yolu vasıtasıyla ekonomik bütünleşmeyi oluşturmak ve toplumsal birleşmeyi reddetmek suretiyle millî/ulusal kimliklerini korumak amacını esas olarak görmüşlerdir.[15] Hâlihazırda günümüze bakıldığı zaman ise yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının sayısı 5 milyonu aşkın iken ezici çoğunluğu Batı Avrupa ülkelerinde hayatını devam ettirmektedir.[16] Ayriyeten Türkiye Cumhuriyeti’nin diasporada etkili faaliyetlere devam eden kuruluşlarından bir diğeri ise Yurtdışı Türkler Birliği (YTB) dir.
Ermeni lobisinin Fransa ve ABD merkezli diasporasında baskıcı Türk düşmanlığının incelendiği hususlar doğrultusunda sözde soykırım bahaneleriyle devletlerin ilişkilerini -deyim yerindeyse- baltalama girişimlerine karşılık Türk hükûmetleri ile bölgedeki Türk cumhuriyetlerinin diasporalarının birleştirilmesi şart olarak görülmektedir.
Bir diğer Türk devleti olan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin diaspora politikasına bakıldığı zaman resmî olarak Azerbaycan diasporası kapsamı; “tarihî vatan” dışında yaşayan tüm Azerbaycan Türklerini kapsamaktadır. Bahsi geçen “tarihî vatan” -bir diğer ifadeyle- Bütöv Azerbaycan olarak ele alınmaktadır. Başta Azerbaycan’ın kuzeyi ve güneyi olmak üzere tarihî kadim Türk toprakları ele kastedilmektedir.[17] Azerbaycan Cumhuriyeti’nin diasporasının kapsamına bakıldığı zaman ise 51 ülkede toplam 561 diaspora teşkilatına rastlanmaktadır.[18] Ermeni diasporasının olduğu ABD ve Kanada ülkelerinde Azerbaycan diasporasının da oluşu bölgede, sözde Ermeni iddialarına karşı Türklük mücadelesinin sürdürülebilir olmasına yardımcı olmaktadır.
Ortak diaspora faaliyetlerin oluşması hususunda ilk girişimler 2007 yılında Azerbaycan-Türk Diaspora Kuruluşlarının Birinci Formu’nda gerçekleştirilmiş ve ortak tarihî bağa ve medeniyete sahip aynı soydan gelen toplumların, devletlerinin bağlarının korunması yönünde önemliliğine vurgu yapılmıştır. Aynı yıl içerisinde “Azerbaycan ve Türk Diaspora Teşkilatlarının Ortak Eylem Stratejisi” kabul edildiği belirtilmiştir.[19]
Francesco Ragazzi’nin 2014 yılındaki yayımladığı diaspora konulu; “A Comparative Analysis of Diaspora Policies” yani “Diaspora Politikalarının Karşılaştırmalı Bir Analizi” adlı çalışmasında belirli başlı politikalar öne sürmüştür. Ragazzi’nin çalışmasına göre, diaspora merkezli politikalar genel olarak kültürel, inanç odaklı, sembolik, bürokratik, sosyal ve ekonomik ile vatandaşlık ve devlet olmak üzere birçok kategoriye bölünmektedir.[20] Tam da bu noktada Türkiye ile Azerbaycan diasporalarına yönelik politikaların incelenmesine bakıldığı zaman devletlerimizin devlet tipi sınıflandırılmasındaki üçüncü olan; global-nation state yani küresel ulus devlet içerisinde değerlendirilebileceği belirtilebilir.
Bunların yanı sıra Türk devletlerinin hem kendi diplomasilerindeki bir birlik olarak hareket etmesi ve dış politikalarını bu düzeyde inşa etmelerinin yanı sıra başta Azerbaycan ve Türkiye Türk cumhuriyetleri olmak üzere tüm bağımsız Türk devletlerinin diasporalarını birleştirerek yeni diaspora anlayışını inşa etmesi gerekmektedir. Bahsi geçen diaspora inşa sürecine ise Alan Gamlen’in; “Diaspora Engagement Policies: What are They, and What Kinds of States Use Them?” (Diaspora Katılım Politikaları: Nelerdir ve Ne Tür Devletler Bunları Kullanır?) adlı çalışmasında “symbolic nation-building”, Türkiye Türkçesi karşılığıyla “sembolik ulus inşası” olarak bahsetmiştir. [21]
Türk milleti ve devletlerine karşı rakip ve düşman toplumların diasporalarının aktif bir şekilde çalışmaya devam etmesine engel olmak adına TDT tarafından dile getirildiği gözükmektedir. TDT çatısı altında düzenlenen TDT Diaspora İşlerinden Sorumlu Kurum Başkanları Forumu’nun 2022 yılının Aralık ayında Azerbaycan’da düzenlenmesi ve forumda YTB Başkanı tarafından: “Tek milletin iki diasporası olmaz” ifadesi dikkat çeken hususlardan birisi olmuştur.[22] TYB’nin “yakınlık diasporası” olarak ele aldığı ve kardeş toplumlarla ortak çeşitli politikalarda adımlar atma girişimi tek Azerbaycan ile sınırlı kalmamalıdır. Hem ayrı ayrılıkta hem de bir bütün olarak tüm Türk devletlerinin ortaklaşa diaspora oluşumu, Batı’daki Türk karşıtlığıyla bilinen amansız Türklüğe karşı saldırgan tutumlu başta Ermeni diasporası olmak üzere diğer diaspora oluşumlarına daha güçlü bir önlem alınmasına yardımcı olacaktır.
2040 Türk Dünyası Vizyonu
Nitekim 2040 Türk Dünyası Vizyonu da Türk diasporalarını güçlendirmek adına iş birliğine vurgu yapılan önemli hususlardan bir tanesidir. İş birliğine değinilen bir maddede: “Diaspora toplulukların güçlendirilmesi ve kimliklerini korumak için geldikleri ülkeler ile aralarında köprüler kurulması ve Türk Dünyası ile ilgili konularda birlik içinde hareket edilmesi” ifadesi yer almaktadır. Bunun yanı sıra Türk dünyasının dâhilinin yanı sıra haricinde, yani diasporada bulunan Türk akademisyenleri için de ele alınan maddeler mevcuttur: “Akademik diasporayı Türk Dünyasındaki yüksek öğretim ve bilim kurumlarına destek olmak için harekete geçirme ve dünya genelindeki diaspora akademisyenleri arasındaki bağları güçlendirmek.” Tüm bunlar ele alınırken Türk diaspora topluluklarının Türk Devletleri Teşkilatı ile birlikte ortak hareket etmesinin teşviki ile birçok proje ve programların aktif bir şekilde düzenlenmesi belirtilen bir başka husus da belirtilenler arasında yer almaktadır.[23]
Türk Dünyası yahut Turan Diasporası İçin Öneriler
- Türk diaspora topluluklarının ilk önce hem sosyal hem de akademik düzeyde sağlanacak güçlendirme ve iyileştirmelerinin süreç olarak hızlandırılması en önemli hususlardan biridir. Nitekim her geçen gün daha da artan Ermeni diasporası ve ABD ile Fransa hükûmetlerinin da etkisiyle Türk diasporasının etkisi azalmaya ve Türk devletlerinin hegemonyası dışarıda güçsüz kalmaya itecektir.
- Türk Devletleri Teşkilatı’nın ortak hedef olarak belirlediği “2040 Türk Dünyası Vizyonu” hedefindeki diaspora etkilerinde ortak diaspora adımlarının atılması, Türk devletlerinin diasporada ortak kimlik inşasında olumlu gelişmeler gerçekleştirebilir.
- Yine aynı şekilde bağımsız Türk devletlerinin ortak oluşturdukları ortak diasporanın kuruluşunu ortak bir gün olarak; “Türk Dünyası Diasporası Günü” yahut “Turan Diasporası Günü” olarak belirtilerek farkındalık ortaya konulabilir.
- Türk devletleri dışında büyüyen Türk soylulara yönelik ortak diaspora etkinlikleri olarak Türklük bilinciyle aşılanarak Türk tarihi başta olmak üzere önemli kültürel ve eğitim alanlarında programlar düzenlenebilir.
- Ortak Türk dünyası diasporasının Ermeni ve Türk karşıtı diaspora topluluklarına karşı bağımsız Türk devletleri tarafından ortak ve bilinçli bir şekilde tereddüt edilmeden desteklenmesi ve bu durumun devamlı olması gerekmektedir.
Sonuç
Türk devletleri, 21. yüzyılda jeopolitik gerçekliklerinin ve potansiyel gücünün farkına varmalı, içte ve dışta temellerini atacağı millî odaklı kimlik inşa sürecini tamamlamalıdır. Bu durum hem Türk Devletleri Teşkilatı aracılığıyla devletlerimizin dâhilindeki Türk soylularının birbirine entegrasyonunun olumlu sonuçlanması hem de aynı zamanda ortak Türk diasporasının, Türk karşıtlığının ivme kazandığı noktada karşı cephe olarak Türklüğü dünyanın diğer noktalarında müdafaa etmek adına adımlar atmaları gerektiğine işaret etmektedir. Türk milleti ve devletleri, dünya sistemi içerisinde kendi statüsünü gayritürk olanlara imtina etmeden belirlemesi, geleceğini yegâne kurtuluş yolu olarak millî yani Türklük merkezli bilinç temelleri üzerinde inşa etmesi, amansız Türk düşmanlarına karşı Türklüğü ve Türk milletini müdafaa etmeye ve ilelebet yüceltmeye yardımcı olacaktır.
* Siyasî Tarihçi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Öğrencisi. [email protected]
[1] Özer Özocak, “Ermeni Diasporası ve Ermenistan: Siyasi, Ekonomik ve Dini İlişkiler”, Asia Minor Studies, Cilt: 10, Sayı: 1, 2022, s. 2.
[2] Christopher Gunn, “Cinayetin Cezasız Kalması: Soghomon Tehlirian, ASALA ve Adalet Komandoları, 1921-1984”, Ermeni Araştırmaları, Sayı: 42, 2012, s. 128.
[3] Aynı Eser, s. 127-128.
[4] “Ermeni İddiaları ve Tarihi Gerçekler”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, https://l24.im/h5kD1vM, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[5] ANCA, “Global coverage of Disney’s decision …”, Twitter, https://twitter.com/ANCA_DC/status/1686860953541894144, (Erişim Tarihi:09.08.2023).
[6] ANCA, “Pres. @JoeBiden & @SecBlinken act with exquisite tenderness to the fragile sensitivities of Ilham Aliyev …”, Twitter, https://twitter.com/ANCA_DC/status/1686505636375191552, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[7] Aise Humeyra Akgun, “Disney’s Atatürk series to be shown as 2-part movie both on TV, in theaters”, Anadolu Ajansı, https://l24.im/rX9FIK, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[8] “Turkish TV watchdog to probe Disney+ for canceling ‘Atatürk’ series”, Daily Sabah, https://l24.im/20Xf5, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[9] “Ermeni İddiaları ve Tarihi Gerçekler”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, https://l24.im/h5kD1vM, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[10] “Armeniya Konstituciya”, Entsiklopediya Krugosvet, https://www.krugosvet.ru/enc/gosudarstvo-i-politika/armeniya-konstituciya, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[11] “Turkey No Longer Has Reason to Keep Border Closed, Says Yerevan”, Asbarez, https://asbarez.com/turkey-no-longer-has-reason-to-keep-border-closed-says-yerevan/, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[12] “HYD haytararut’yuny, Hayastan-T’urk’ia haraberut’yunneri veraberyal”, Verelq, https://l24.im/8tvRMmH, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[13] “Armenia expects Turkey to fundamentally change its aggressive policy – FM”, Armenpress, https://armenpress.am/eng/news/1047436.html, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[14] “Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşları”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, https://www.mfa.gov.tr/yurtdisinda-yasayan-turkler_.tr.mfa, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).; Nermin Abadan-Unat, Bitmeyen Göç: Konuk İşçilikten Ulus-Ötesi Yurttaşlığa, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2006, s. 53-75.
[15] Aynı Eser, s. 197.
[16] “Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşları”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, https://www.mfa.gov.tr/yurtdisinda-yasayan-turkler_.tr.mfa, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[17] Sergey Rumyansev, “Diaspora-Building in Post-Soviet Azerbaijan”, European University Institute, September 2012, s. 1.
[18] “Diaspor Heritesi”, Azerbaycan Respublikasının Diasporla İş Üzre Dövlet Komitesi, http://www.diasporamap.com, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[19] Yahya Babanlı, Azerbaycan Respublikasının Harici Siyaseti ve Diaspor Faaliyet: 1991-2011, Elm ve Tahsil Neşriyyatı, Bakı 2016, s. 57, 162.
[20] Francesco Ragazzi, “A Comparative Analysis of Diaspora Policies”, Political Geography, Vol: 41, July 2014, p. 7-8.
[21] Alan Gamlen, Diaspora Engagement Policies: What Are They, and What Kinds of States Use Them?, University of Oxfords, Centre on Migration, Policy and Society, 2006, p. 6-7.
[22] “Türk Devletleri Teşkilatı Diaspora Kurum Başkanları Bakü’de Bir Araya Geldi”, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, https://l24.im/LMRyZP, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).
[23] Türk Dünyası 2040 Vizyonu, Türk Devletleri Teşkilatı, https://www.turkicstates.org/assets/pdf/haberler/turk-dunyasi-2040-vizyonu-2396-98.pdf, (Erişim Tarihi: 09.08.2023).